Diş fırçalamanın önemi
Diş Fırçalama, Sağlığımızın ne kadar önemli olduğunu tekrar hatırladığımız şu günlerde sağlığın ağızdan başladığını da hatırlatmakta fayda vardır. Düzenli aralıklar ile diş hekiminize ağız ve diş sağlığınızı kontrol ettirmek, röntgen çektirip diş kökleri, çene kemikleri, eklemlerinizde herhangi bir enfeksiyon olup olmadığına bakılması mutlak önem taşımakta. Özellikle diş kökü enfeksiyonlarına yakalandığımızda ağızda bulunan bakteriler ,çevre dokulara zarar verebilir, kan dolaşımı ile özellikle kalbe ve diğer organlara yayılım gösterip daha komplike sorunlara yol açabilmekte. Düzenli kontroller sırasında fark edileceği gibi birçok belirtiyle kendini gösterebilir.
Diş ve ağız sağlığının bozulması, kalp, böbrek ve romatizma gibi hastalıkları da tetikleyebilir. Bakımlı bir ağız, dişlerin düzenli olarak fırçalanmasıyla kazanılmış olur. Ebeveynler, çocuklarına diş fırçalama ve diş bakım alışkanlığını, bebeklik çağında alıştırmaları gerek. Doğru ve düzenli gerçekleştirilen diş fırçalama ile diş çürükleri ve diş eti hastalıklarının oluşum riski çok azalmış olur. Dişler etkili bir şekilde fırçalanmadığı sürece, tüketilen gıda parçaları üzerinde kalabilir. Başlangıçta yumuşak olan bu birikintiler, tükürük içindeki minerallerin de çökelmesiyle birlikte sertleşerek, diş taşı (tartar) oluşumuna neden olmakta. Diş taşı, yoğun bakteri içermekte ve sertleştiği için fırçalamayla uzaklaştırılması zordur. En çok tükürük bezlerinin ağza açıldığı yerlerde rastlanmaktadır. Bu bölgeler ise alt çene ön kesici dişlerin iç kısmı ve üst çene azı dişlerinin yanağa bakan yüzeylerinde oluşur. Diş taşlarının yoğun olarak biriktiği bir başka durum da eksik dişlerin bulunduğu bölgelerde fonksiyon eksikliğine bağlı olarak birikmiş olan diş taşlarıdır.
Ağız kokusu, halsizlik, ağızda kötü iltihap gibi tat, yüzde ve boyun bölgesinde şişlikler, sıcakta aşırı hassasiyet, uykudan uyandıran ağrılar diş kökü gibi şeyler iltihabının habercisidir. Özellikle arka azı dişlerimiz, çiğnemede rol aldıkları ve temizlenmesi zor bir bölge olduğu için çürüğe ve dolayısı ile iltihaba daha yatkınsın bir bölgedir. Bu dişlerin iltihabında, yutkunma güçlüğü, eklem bölgesinde ağzı açmada bile zorlanma gibi durumlar sıkça görülmekte. Şiddetli ağrıyı ağrı kesici veya antibiyotikle geçirip doktoruna gitmeyen kişilerde ise etken diş veya diş sinirleri ortadan kaldırılmadığı için kronikleşen bir iltihap bölgede ağrısız bir şekilde büyümeye başlar ve çene kemiğini ve diş kökünü içten eritmeye başlar. Bu nedenle ağız sağlığımızın başrol oyuncusu diş fırçaları hayatımızda büyük önem taşımakta.
Periyodik diş temizliği
Özel ultrasonik cihazlar yardımı ile yüksek frekanslardaki titreşimle diş taşları dişten uzaklaştırılır. Diş eti cebi içindeki taşların temizliğinde ise bazen el aletleriyle detartraj ve diş eti küretajı yapılmakta. Diş eti küretajı, diş eti cebi içindeki sağlıksız granülasyon dokusunun alınması demektir. Diş eti rahatsızlıklarıyla başa çıkabilmek için, ağız hijyenine çok dikkat edilmesi gerekir. Normal şartlarda 6 aylık periyodik diş hekimi kontrollerinde, tüm ağzın muayenesiyle birlikte diş taşı temizliği (detartraj) de yapılmaktadır. Ancak bazı ağızlarda daha sık detartraj işlemi yapılması bazen gerekebiliyor. Çünkü, diş taşının birikim hızı ve miktarı kişiden kişiye değişmekte. Diş hekimlerinin hastalarına önerdiği aralıklarda diş taşlarının temizlenmesi gerekmektedir.
Ağız kokusunun nedenleri
Ne kadar bakımlı olursanız olun, ağız kokusu insanların sizden uzaklaşmasına yol açacak kadar ciddi problemlerden biridir. Hem özel yaşamı hem de sosyal yaşamı olumsuz olarak etkilemekte. Ağız kokusu, yüzde 90 ağız içi nedenlerden kaynaklanmaktadır. Dişler fırçalanıp düzenli ağız bakımı yapılmaz ise, yiyecek artıkları dişler arasında, dilin ve diş etlerinin üzerinde birikerek ağızda kalır ve bir süre sonra ağız kokusuna sebep olur. Sarımsak, soğan gibi kötü kokulu yiyecekler yenildiğinde de belirli bir süre geçene kadar bu koku ortadan kalkmayabilir. Diş eti hastalığında, hastalar derin diş eti ceplerine tam olarak ulaşıp temizliğini sağlayamayabilir. Bu cepler ağız kokusuna neden olmaktadır. Ağızda bulunan çürük dişler, taşkın ve komşu dişlerle kontağı olmayan dolgular, anormal diş temasları ve diş morfolojisinin kaybı, yiyeceklerin bu bölgede birikmesine sebep olarak ağız kokusu oluşturmakta. Uyumsuz ve kötü kullanılan protezler ve ağız içindeki tümörler de ağız kokusuna neden olabilmekte. ağız kokusu sosyal yaşamda oldukça rahatsız edici bir durum olduğu için ihmal edilmemesi gerekir. Zira ufak müdahalelerle bu sorundan tamamen kurtarılabilir.